Bir kişinin niye kanser olduğuna değil, niye kanser olmadığına şaşmak gerek. Canlının temelinde hücreler var ve hücreler sürekli çoğalıyor. Vücudumuzda bir hücre sürekli olarak kendisine benzer hücreler yapıyor. Milyonlarca kez yapılan bu kopyalamalar sırasında doğal hatalar yapıyor. Bu hata hiçbir neden olmasa bile olabiliyor. Kanserojenler dediğimiz bazı faktörler de hata oranını artırıyor. Buna mutasyon diyoruz.
Bu Hata Nereye Denk Geliyor?
İnsan DNA’sının bir bölümü anlamlı proteinler kodluyor, yüzde 98 kadarı herhangi protein kodlamıyor. Mutasyon bu sessiz alana geldiğinde bunun farkına varamıyoruz, ama bu mutasyon çok önemli yere geldiğinde, örneğin hücrelerin çoğalmasını denetleyen bir gene geldiğinde ise kanser riski artmış oluyor. Bazen de doğrudan hücrenin delice çoğalmasına neden olan bir geni çalışır hale getirerek kansere neden oluyor.
Bir göktaşı düşünün. Sahra çölünde insanların oturmadığı bir yere düşse kimse bunu anlamaz, ama aynı göktaşı, Taksim’e düşerse çok ciddi bir olay olur. Hastalıkların oluşmasında, rastlantının önemi çok büyüktür. Kanser genetik bir hastalıktır. Ancak her genetik hastalık kalıtsal değildir. Dolayısıyla her kanser kalıtsal değildir. Başka bir deyişle, her kanser hastası kanser riskini anne ve babalarından miras almaz veya bu riski çocuklarına miras bırakmaz. Ancak bazı kanserler kalıtsaldır. Kansere neden olan mutasyon, eşey hücrelerimizde olursa, ki tüm kanserlerin yaklaşık onda birini oluşturur, kanser riskini çocuklarımıza aktarma riski vardır. Genlerimizde hiç mutasyon olmasaydı, kanser görülmezdi. Ancak mutasyonlar olmasaydı canlılar çevre koşullarına uyum sağlayacak biçimde yapılarını değiştiremezlerdi. Kısaca kanser, canlıların yaşamda kalmalarını sağlayan evrimin bir bedeli olarak görülebilir. Sağlıklı her gün kutlanmaya değer.
Prof. Dr. Okan Kuzhan